Şimdi sıra Entimemlerde... Entimemdeki muhakemeyi çok gerilere götürmememiz gerekiyor, aksi takdirde argümanımızın uzunluğu bir belirsizlik doğuracaktır: vardığımız sonuca götüren her bir basamağı dile getirmememiz gerektiği gibi, apaçık olan şeyleri söyleyerek sözlerimizi boşa harcamamalıyız. Halka hitap ederken eğitimsiz kişileri eğitimlilerden daha etkili kılan da bu basitliktir (...). Eğitimli kişiler pek geniş genel ilkeler koyar ortaya; eğitimsizler ise ortaklaşa olan bilgiden argümanlar getirir ve apaçık sonuçlara ulaşırlar. Öyleyse biz de kabul edilmiş her hangi bir düşünceyle değil, ancak belirlemiş olduğumuz düşüncelerle -ki bunlar da yargıçlarımızın ("ikna etmek durumunda olduğunuz kişi, yargıcınızdır", Kitap II, Bölüm 18) kabul ettiği yahut onların tanıdığı bir otoritenin kabul ettiği düşünceler olmalı- başlamalıyız: üstelik, yargıçlarımızın, hepsinin değilse de, en azından çoğunun, zihninde, ileri sürülen görüşlerin böyle (genel olarak kabul edilmiş) olduğuna ilişkin bir şüphe olmamalı. (Argümanlar, argümanların dayandığı önermeler, genel olarak kabul edilmiş düşüncelerden oluşmalı. Konuşmaya, argümana, herhangi bir düşünceyi temel alarak başlayamayız. Hatta kabul edilmiş her düşünce de uygun olmaz. Belirleyici olan, dinleyici kitlesidir.) Aynı zamanda, argümanlarımızı kesinlikler kadar ihtimallere de dayandırmalıyız.
18 Şubat 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder